5 Mayıs 2013 Pazar


YOGA YAPARAK KAN ŞEKERİ NASIL DENGELENİYOR,
ORGANLAR KESİLMEKTEN NASIL KURTULUYOR
.
1-Duygusal şoklar,öfke,korku, kaygı,karamsarlık gibi duygular karaciğer ve kaslarda depolanan glikozun aniden kana bol miktarda boşalmasına yol açar.Sağlıklı insanda pankreas hemen yeterli insülini salgılayarak, glikozun hücrelere girmesini sağlar ve kan şekeri normal seviyeye düşer.
Diyabetli kişilerde pankreas az insülin salgılar veya yeterli insülin salgılar ama glikoz hücrelere giremez. Bu insülin direncidir.
Her iki durumda kanda şeker yüksek seyreder.Kan şekerini dengelemek için diyetle birlikte,hap veya iğneyle insülin hormonu bedene verilir.Gerekli tedavi yapılmadığında,yükse kan şekeri organlarda harabiyet oluşturuyor.Göz kör oluyor,bacak kesiliyor,böbrekler iflas ediyor,damarlar tıkanıyor,kalp ve sinir hastalıkları baş gösteriyor.
, Diabet ,tansiyon,gerginlikler, yanlış beslenme ve yaşama sebebiyle kan damarları sertleşiyor,yer yer tıkanıyor.Organlara yeterli ve oksijenli kan gidemiyor.Zamanlara bu organlar hastalanıyor,ileri safhada ise organ fonksiyonların kaybediyor.Cerrahi yöntemlerle bu organlar vücuttan alınıyor.
Düzenli yoga uygulandığında;TAM VE DOĞRU NEFES TEKNİKLERİ ile
Kan temizleniyor,alınan bol oksijen,sinirleri dengeliyor,duyguları yatıştırıyor,zihin sakinleşiyor,beden gevşiyor.Damarlar,gerginliklerden kurtuluyor ve gevşiyor.TEMİZLENEN BOL OKSİJENLİ kan organlara kolayca bol miktarda ulaşıyor.Damarlarda dolaşan kan bollaşıyor,
Ama beden gevşediğinden gerginlikten kaynaklanan basınç azalıyor,yani TANSİYON sorunuda kendiliğinden zamanla yok oluyor.
2-Akciğerlerden alınan oksijeni hücrelere taşıyan proteinlere hemoblamin deniyor.Şeker hastalarında bu proteinler zamanla sekerle kaplanıp hücreler yeterli oksijeni taşıyamıyor.Oksijen hücrelerde bulunan glikozu yakarak enerjiye çeviriyor,seker hastalarında sıkça görülen halsizlik ve yorgunluğun nedeni budur.
HbA1c  hemoblaminde biriken 3 aylık ortalama şekeri gösterir bu tetkik şeker hastalığı kontrolünde çok önemlidir.
Bu rakam sağlıklı insanda 7 nin altındadır. Şeker hastalarında kandaki şekerin miktarına göre deişir. Örneğin;150 ise 8  180 ise 9   210 ise 10  240 ise 11  270 ise 12  300 ise 13 olur.  9 ve üzeri değerlerde çeşitli organlarda hasarlar oluşur .Bu zamanla ve sinsice oluşur.Yaşlanmayla bu süreç hızlanır.
Düzenli YOGA uygulandığında akciğer kapasitesi 6 misli artar alınan bol oksijen hücrelere ulaşır yeterli oksijeni alamadığı için hastalanan organlar zamanla dengelenir,organ kayıpları oluşmaz.
3-Kan yağlarının dengesiz olmasında günlük yaşamdaki stres ve gerginlikte çok etkilidir.Düzenli YOGA uygulandığında ;sakin sabırlı hoşgörülü olup beden gevşer olumsuz düşünceler yok olur.Küçük şeylerden mutlu  memnun ve huzurlu oluruz.İşte ozaman salgı bezleri dengeli çalışır.İnsülin üreten salgı bezi pankreasta rahatlar ve zamanla doğru ve dengeli çalışır.Gerekli insülini üreterek kan şekerini dengeler.Zira bu hormon olmadan kandaki şeker hücrelere giremez.Şeker hastalığı budur.
4-Düzenli yoga uygulamayı yaşamımıza geçirdiğimizde,doğru yaşarız. Yani ne kendimize nede başkalarına ve doğaya zarar vermeden.
Farkındalık gelişir,an be an kendimizi kontrol ederiz.Doğru besleniriz.
İlaçları gereken şekilde ihmal etmeden kullanırız. Yani iradeli ve karalı oluruz,  Bunu günlük yaşamda insanlar uygulamakta zorlandığı için şeker kontrolünü yapamıyor.Yoga uygulayanlar hiç zorlanmamakta severek şeker hastalığı ile yaşayı kendi yaşam biçimi olarak kabul etmektedir. Sorun ret edip direnmededir.Olanı kabul ettiğimizde her şey sevgiye dönüşür.Sevgi şifadır her derde devadır.

Sonuç olarak doğru ,beslenerek ,zamanında doğru ilacı alarak,bol bol yürüyerek şekeri kontrol ettiğimizde orgalarımızı kaybetmekten kurtuluruz. Yoga bize bunları eksiksiz zorlanmadan ve severek uygulamamızı da sağlıyor.
                                                          Sevgiyle—Huzurdakalın
                                                          HÜSNÜ ÜNVER—YOGA EĞİTMENİ
 0532 291 47 58                                                                          



DOĞRU NEFES DOĞRU YAŞAM.


DOĞRU NEFES DOĞRU YAŞAMDIR.
Doğarken,ilk aldığımız ve dünyayı terk ederken son verdiğimiz nefesi ne kadar yeterli ve doğru alıyoruz.Günlük yaşamda nefes almanın farkında olmadan yüzeysel nefesle
Yaşıyoruz.Akciğerlerin kapasitesi erkekte 6 litre kadında 4 litredir.Günlük yaşamda alınan 1 litreden az dır.Tabiki bedenin ihtiyacı olan oksijen karşılanmıyor.Nefesle oksijenle birlikte enerjide alıyoruz.Aldığımız oksijen ve enerji
Yetersiz olduğunda hastalanıyoruz.
Yoga teknikleri ile nefes ve enerjiyi kontrol ediyoruz.Nefesi kontrol ettiğimizde yaşamıda kontrol ediyoruz.Zira nefes yaşamın ta kendisidir.
Tam ve doğru nefes alışkanlığı geliştiğinde,
1-Kan temizlenir.
2-Sinirler dengelenir.
3-Duygular yatışır.
4-Zihin sakinleşir.
5-Hücrelerdeki glikoz oksijenle yakılır,enerjiye dönüşür.
6-Beden gevşer,kandaki oksijen-karbon oranı dengelenir.
7-Farkındalık gelişiyor.Konsantrasyon artıyor.
8-Salgı bezleri dengelenir.
İşte bunlar gerçekleştiğinde bedenin bütün organları doğru çalışır.
Nefesin ritmi bütün organlarının ritmini oluşturur.
Solunum sistemi dengeli olduğunda dolaşım sistemide
Doğru çalışır.Kalbin atış ritmini nefesin ritmi s ağlar.
Doğru nefes aldığımızda kalp sorunları oluşmaz.
Tam ve doğru nefes alışkanlığı ile düşünce üretme merkezi
Olan zihin sakinleşir,olumsuz duygu ve düşünceler oluşmaz.Zihin odaklanır konsantrasyon tam olur.Yaptığınız işteki veriminiz artar.Korku,öfke, kaygı, endişe,stres yok olur.Günlük Yaşamda çok ihtiyacımız olan sabır yani bilinçli beklemeye alışırız.
Beden-Zihin- Ruh  arasında ahenkli denge oluşur.Buda bize ,sevinç ,neşe,coşku ,mutluluk ve huzur olarak yansır.Bağışıklık sistemi güçlenir,tam ve mükemmel sağlıklı
Yaşarız.                                                   Yoga  Eğitmeni
                                                              Hüsnü    ÜNVER









23 Nisan 2013 Salı

İNSANIN BEDENLERİ VE TEDAVİLERİ

               İ   insanın görülen fiziki bedenini ardında görünmeyen ama var olan dört bedeni daha vardır  rüzgarı elektriği göremiyoruz. Enerjide görülmüyor,ama varlığı bilimsel olarak ispatlanıyor.Diğer bedenin 4 katmanı çok ince enerjiden oluşuyor.Zaten var olan her şey enerjinin çeşitli frekanslarıdır.Aşağıda ki yazının bu görüş açısından değerlendirilmesi.gerekiyor.İnsan bedeni 5 katmandan oluşuyor.
Bunlar;
1-FİZİKİ BEDEN ,Bütün iç ve dış organlarımızdır.Bu organlarda oluşan hastalıklar,ilaç ve cerrahi yöntemlerle iyileştirilmeye çalışılır.Bugün modern tıbbın yaptığı budur.Yani netice olan hastalıkları yok etmeye gayret edilir.Uygulamalar her zaman başarıya ulaşmayabiliyor.Sebeb ortadan kalkmayınca ,iyileşse bile hastalıklar tekrar nüksedebiliyor.
2-PRANAMAYA KOŞA, denilen biyoenerji bedeni,
Akapuntur denilen çin tıbbı,fiziksel bedende ters giden bir şeyler varsa fiziksel bedene dokunmaz.Biyoenerji üzerinde çalışır,enerji dengesi düzenlenip,tıkalı kanallar iğnelerle açıldığında,fiziksel bedendeki hastalıklar iyileşebiliyor.Zira
Fiziksel bedende oluşan hastalıklar bedeni besleyen, canlı tutan enerji dengesinin bozulmasından kaynaklanabiliyor.
Yani hastalığın sebebi ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Enerji beden iyileştiğinde fiziksel beden onu takip edip iyileşiyor.
3-MANOMAYA KOŞA-Zihinsel Beden
Homeopati,biraz daha derine iniyor ve zihinsel beden üzerinde çalışıyor.Hastalığı benzeriyle iyileştirme.
Fiziksel bedene verilen ilacın miktarı ne kadar azaltılırsa
tırılıyor,böylece ilaç yok denecek seviyeye geldiğinde hastaya veriliyor.
İlaçtan sadece eser kalıyor.Zihinsel bedeni etkileyerek,akapunturdan daha etkili oluyor.Fiziksel ve enerji bedene dokunmaz.Atom seviyesinde ve daha derinde çalışarak,mevcut hastalığı iyileştirebiliyor.
Tabii yan koşullarında oluşması gerekiyor.Kişinin yaşama bakışının değişmesi gibi.
AVURVEDA denilen hint tıbbı ise bu üç sistemin bileşkesi
Sentezidir.Hastanın durumuna göre üç yöntemde kullanılmaktadır.
4-VİGNAMAYA KOSHA-BİLİNÇ BEDENİ.
HİPNOTERAPİ, bilinç bedende çalışır.İlaç kullanmaz.Hiç bir şey kullanmaz.Sadece tavsiyede bulunur, zihinde yerleşen, olumsuz ve yanlış düşünce kalıplarının yerine olumlu düşünce kalıplarını yerleştirir. Bu çeşitli şekillerde olabilmektedir. Hipnoz büyü,telkin v.s bu konuda yoga etkin ve bilimseldir.Uygulanan tekniklerle beden gevşer,sinirler dengelenir, duygular yatışır, işte o zaman zihin sakinleşir.Yoga seansı esnasında öğretmenin,doğru yönlendirici sözleri direkt olarak açık olan bilinç altına yerleşerek çalışmaya başlar.Yoga terapinin temeli de budur. Bilinçaltı zihinde yerleşik bastırılmış duygular olumsuz alışkanlıklar,korkular endişeler silinir, kişinin yaşama bakışı olumlu olarak değişir. Güven duygusu, sevgi  ve şefkat, neşe gibi kaynağı bilinç olan duygular ortaya çıkar.Sevginin iyileştirme gücü her hastalığı tedavi eder.Bu insanda var olan kendini iyileştirme gücünün önündeki engellerin ortadan kaldırılmasıdır.
Olumlu düşünce alışkanlık haline gelir. Olumlu düşünce de sağlığı olumlu etkiler Zira günlük yaşamda ,ne düşünüyorsak onu uyguluyoruz.Her eylemi yaratan düşünce enerjisinin sonsuz gücüdür.
Hipnoterapi geleceğin etkin ve yaygın kullanılan tıbbı olacaktır.Düşünce modeli ile zihin beden ,zihin beden ilede fiziksel bedenin sorunları iyileştiriliyor.

5- ANANDAMAYA KOSHA –SAADET BEDENİ
MEDİTASYON, bu bedende çalışır. Son beden en içte olan ve ruhu saran bedendir.Bütün bedenlerin sahibi bu öz varlığımız yani  ruhumuzdur;
Meditasyon öz varlığınla bir olmadır,duyguların yerini sezgiler alır,buna altıncı his de diyebiliriz.Sezgiler ruhsal varlığın mesajlarıdır.Anlatılması zordur ancak uygulandığında doğrudur.Meditasyonda ,hareket, düşünce,yoktur.Dışardan hiç yardımda almazsın.Kim olduğunu,bu bedenlerin sana hizmet için var oduğunu bilirsin. İşte o zaman bir ve bütün olursun,artık kendinin farkındasın,yaptığın her şeyi bilinçli yaparsın,kedine ve başkalarına zarar vermeden yaşarsın. O zaman doğal haline sürekli mutluluk haline ulaşırsın.
Saf bilinç katalizördür. Olumsuz her enerjiyi olumluya dönüştürür. Meditasyonda saf bilinçte olup,tüm bedenlerde olan olumsuzlukları olumluya yani hastalıkları iyileşir.Farkındalık doğal hale gelir. Doğru yaşarsın,kendine ve başkalarına zarar vermeden sağlıklı yaşarsın.